Mobbing
Mobbing yazı dizimize mobbing kelimesinin kökeni ile başlayalım. Mobbing terimi İngilizce’ de yer alan “mob” kelimesinden türemiştir. Mobbing, ruhsal şiddet ve yıldırma eylemlerinden oluşur. İşyerlerinde zaman zaman ortaya çıkan bir tür davranışlar zorbalık, taciz ve zulüm içerebilir.
İster bilinçli ister bilinçsiz olsun, mobbing ciddiye alınmalıdır. Hedef alınan çalışanların güvenini sarsabilir, işten ayrılma oranlarını artırabilir ve toksik bir iş ortamına katkıda bulunabilir.
Araştırmalar, mobbing hedeflerinin genellikle statükoya meydan okuyanlar olduğunu ve mağdurların genellikle pozisyonlarında yetkin, iyi eğitimli, dirençli, açık sözlü, empati yapabilen ve genellikle fiziksel olarak çekici kişiler olduğunu göstermektedir.
İş yerinde mobbingin en yaygın yollarından biri dedikodu yapmaktır. Bir başka yolu birden fazla iş arkadaşının hedeflenen bir çalışana karşı bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Genellikle, kurbanın izole edilmesi ve hedef alınmasında daha aktif rol oynayan bir grup lideri vardır, bunun yönlendirmesi ile mobbing yapılır. Bir başka yolu ise sözlü saldırganlıktır. Sözlü saldırganlık alaycılık, pasif-agresif hakaretler ve/veya düşmanca ses tonları şeklinde olabilir.
Mobbing nereden geliyor?
Mobbing günümüzde çok popüler bir terim olsa da geçmişi eskilere dayanır. İşyerinde mobbingin 1940’lardaki kanıtlarını inceleyen bir araştırma bulunmaktadır. Prime dayalı maaş sisteminde yüksek verimliliğe sahip kişiler diğer çalışanların primlerinin azalmasına neden oluyorlardı. O zamanlar, grup liderini tanımlamak için “rate-buster” (ücret kırıcı) terimi kullanılıyordu. Sonuç olarak, işçiler kesintilerden kaçınmak için yalnızca belirli bir seviyede üretim yapmayı kabul ediyorladı. Ancak bu her zaman planlandığı gibi gitmiyordu. Bazen en iyi performansı gösterenler grup kararı ile engellenmeyi reddediyordu. İş arkadaşlarını planladıkları düşük performansa uymaya zorlamak için sıklıkla taciz, tehdit ve bazen de fiziksel zarar verme yöntemlerine başvuruyorlardı.
Mobbing terimi ilk olarak 1960’lı yıllarda hayvan davranışlarını inceleyen Kontranz Lorenz tarafından kullanılmıştır.
İşyerinde mobbing ifadesini ilk kez Caroll Brodsky, 1976 yılında yazdığı, “Taciz Edilmiş Çalışan” adlı kitabında kullanmıştır. Ağır iş koşullarının incelendiği bu kitapta iş yerinde yaşanmış olan psikolojik şiddete bir bölüm ayrılmıştır.
İş yerinde psikolojik şiddeti ayrıntılı bir biçimde ilk defa Alman psikolog Heinz Leymann ele almıştır. Dr.Heinz Leymann ‘İş Hayatında Güvenlik ve Sağlık’ konulu raporunda mobbing teriminden bahsetmiş ve terim bu çalışma ile bilimsellik kazanmıştır.
Leymann’a göre mobbing “Her gün veya birkaç ay süre ile dizgesel olarak, birinin ya da kimi zaman birkaç bireyin bir diğerine, duygusal yönden zarar verici davranışlarda bulunmasıdır”. İş yerinde kurbana karşı gerçekleştirilen kötü davranışların psikolojik terör olarak adlandırılabilmesi için en az 6 ay ve en fazla haftada bir kere gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Mobbingin etkileri ve sonuçları
Mobbingin sonuçları yıkıcı olabilir. Düşük iş tatmini, çalışan bağlılığının azalması, yüksek işyeri çatışması ve yüksek iş gücü devri, taciz ve mobbing vakalarının yaşandığı kurumlarda sıklıkla görülen sorunlardır. Kurum için sonuçları da ağır olabilir. Yetenek kaybı, zehirli işyeri kültürleri, düşük çalışan performansı ve maliyetli dava potansiyeli, tüm bunlar olası sonuçlardır.
Mobbing insanın mesleki bütünlük ve benlik duygusunu zedeler, paronaya ve kafa karışıklığına neden olur, mağdur kendine güven duygusunu yitirir, kendisini bulunduğu çalışma ortamından izole edebilir. Mobbinge maruz kalan kişi huzursuzluk, korku, utanç, öfke ve endişe duygularına kapılır. Mobbing, ağlama, uyku bozuklukları, depresyon, yüksek tansiyon, panik atak, kalp krizine kadar giden sağlık sorunları ve travma sonrası stres bozukluğu yaratabilir. Mobbing sürekli hale geldiğinde ise çalışanı intihara bile sürükleyebilir.
İnsan kaynakları departmanı, zorbalıktan arınmış bir işyeri sağlamak için son derece önemli bir role ve sorumluluğa sahiptir. Bu sadece İK için bir yükümlülük olmakla kalmaz, üst yönetim için de önemli bir sorumluluktur. Bu tür davranışlar bildirilir bildirilmez önlenebildiğinde veya durdurulabildiğinde o işyeri çalışanlar için daha keyifli bir yer haline gelir. Çalışanlar, işverenlerinin çalışanları için güvenli ve profesyonel bir ortam sağlamaya kararlı olduğunu bildiklerinde kendilerini daha değerli ve saygıdeğer hissedeceklerdir.
Çoğu ülkede işyeri zorbalığına karşı yasalar vardır. Sorun şu ki, bu zehirli eylemlere karşı koruma sağlayan yasalarımız olsa da bunlar çoğu zaman yeterli olmazlar. Bu durumda yine tekrar edeceğim ancak İnsan kaynakları departmanının uyanık olması ve mobbing sinyallerini çok iyi izlemesi gerekir. Ayrıca işyerindeki zorbalığın neden olduğu sorunların da farkında olunması bunların zamanında çözümü açısından önemlidir.
Sosyal uygunluk standartları ile çalışma şartlarının iyileştirilmeye çalışıldığı günümüzde sosyal uygunluk politikaları, ayrımcılık ve tacizin önlenmesine dair yazılı kuralların yanı sıra çalışanların bu tür bildirimleri rahatça yapabilmelerini sağlayacak metotlar (etik hat/şikayet formları vb.) olsa da bunların ne kadar uygulandığı ve dikkate alındığı kısmı sorularla dolu ne yazık ki. Bu uygulamaların çok etkin olmadığına dair geri bildirimleri maalesef zaman zaman basına yansıyan mobbing cinayetleri konulu haberlerle görebiliyoruz.
Konu ile ilgili kitap önerisi için buraya göz atabilirsiniz.
Mobbingsiz bir iş yaşamı dilerim.
Sevgilerimle,
Lean Teacher