Lean Teacher

Sürdürülebilir Verimlilik

Sera Gazları

Sera gazları dünya atmosferinde ısıyı hapseden gazlardır. GHG, İngilizce greenhouse gases ifadesinin kısaltmasıdır.

Güneş, gün boyunca atmosferden geçerek dünya yüzeyini ısıtır. Geceleri dünyanın yüzeyi soğuyarak ısıyı tekrar havaya verir. Ancak ısının bir kısmı atmosferdeki sera gazları tarafından tutulur. Dünyanın sıcaklığını ortalama 14˚C (57˚F) seviyesinde tutan şey de budur.

Sera gazları ve sera etkisi

Gazlar bir seranın cam duvarları gibi davranır; dolayısıyla adı sera gazlarıdır. Bu sera etkisi olmasaydı sıcaklıklar -18˚C’ye (-0,4˚F) kadar düşerdi. Bu durumda dünyadaki canlıların yaşamını sürdürebilmesi çok da mümkün olmazdı.

Sanayi devriminden sonra artan insan faaliyetleri ve devasa endüstriyel tesisler, sera gazlarının salınımındaki çarpıcı artışa neden olmuştur. Bu artışla birlikte dünyadaki doğal sera etkisi de değişmektedir.

sera gazları

Bir çoğunuzun da bildiği üzere bilim insanları, sera gazlarının küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin nedeni olduğu konusunda hemfikir. Ve bunların neden olduğu sıcaklık artışı, kuraklık ve iklim değişikliği ile mücadele için son 20 yıldır bazı faaliyetler yapılıyor. Bu detayları konuşmadan önce sera gazları nelerdir onları tanıyalım.

Ana sera gazları nelerdir?

  1. Karbondioksit: CO2, volkanik patlamalar, bitkilerin solunumu ve hayvanların ve insanların nefes alması gibi doğal süreçler yoluyla salınır. Ancak fosil yakıtların yakılması ve büyük ölçekli ormansızlaşma gibi insan faaliyetleri nedeniyle, 1800’lerde Sanayi Devrimi’nin başlamasından bu yana atmosferik CO2 konsantrasyonu %50 artmış durumda. CO2, bol miktarda bulunması nedeniyle iklim değişikliğine katkıda bulunan ana faktördür.
  2. Metan: Metan doğal olarak ayrışma yoluyla üretilir. Ancak artan insan faaliyetleri doğal dengeyi bozuyor. Sığır yetiştiriciliği, atık depolama alanları, pirinç tarımı ve geleneksel petrol ve gaz üretimi nedeniyle büyük miktarlarda metan açığa çıkmaktadır.
  3. Nitröz oksit: Nitröz oksit, ticari ve organik gübrelerin büyük ölçekli kullanımı, fosil yakıtların yakılması, nitrik asit üretimi ve biyokütle yakılması yoluyla üretilir.
  4. Su buharı: Su buharı en çok bulunan sera gazıdır. Dünya atmosferi ısındıkça artar ancak yüzyıllarca dünya atmosferinde kalabilen CO2’den farklı olarak su buharı yalnızca birkaç gün kalır.

Yukarıda ayrıntıları verilen gaz grubu doğal olarak üretilir, bunun yanı sıra doğada bulunmayan ancak bazı faaliyetler ile üretilen insan yapımı sera gazları da vardır. Bunlar florlu gazlar olarak bilinir ve 3’e ayrılır:

  1. Hidroflorokarbonlar (HFC),
  2. Perflorokarbonlar (PFC) ve
  3. Sülfür hekzaflorür (SF6)

Florlu gazlar atmosferde çok küçük konsantrasyonlarda bulunmalarına rağmen ısıyı çok etkili bir şekilde hapsederler, yani son derece güçlüdürler.

Yüksek voltajlı elektrik ekipmanlarında kullanılan SF6’nın ‘Küresel Isınma Potansiyeli’ CO2’den 23.000 kat daha fazladır.

Sera gazlarını azaltmak için neler yapılabilir?

Kömür, petrol ve gaz gibi fosil yakıtların aşamalı olarak bırakılması ve güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjilere geçilmesiyle sera gazları azaltılabilir.

Yeniden kullanma ve geri dönüşüm gibi basit günlük değişikliklerden elektrikli araçlara geçiş gibi daha büyük yaşam tarzı kararlarına kadar hepimiz gezegenimizin korunmasında rol oynayabiliriz.

Sera gazı emisyonları nedir? 

Sera gazı emisyonları üç kategoriye ayrılır: Kapsam 1, kapsam 2 ve kapsam 3. 

  • Kapsam 1: Kapsam 1’den kaynaklanan emisyonlar doğrudan emisyonlardır. Bu, doğrudan kuruluşunuzun sahip olduğu veya kontrol ettiği kaynaktan geldiği anlamına gelir, örneğin; şirket araçlarının emisyonları.
  • Kapsam 2: Kapsam 2’deki emisyonlar, kuruluşunuzun tükettiği elektrik veya soğutma gibi satın alınan kaynaklardan kaynaklanan dolaylı emisyonları kapsar.
  • Kapsam 3: Kapsam 3’teki emisyonlar, tüm değer zincirinizdeki diğer tüm dolaylı emisyonları içerir. Örneğin; iş seyahatleri, esnasında oluşan emisyonlar ile ömrünü tamamlayan ürünlerin oluşturduğu emisyonlar bu gruptadır.

sera gazları

Emisyonlar, yakıtların yakılması gibi insan faaliyetleri nedeniyle atmosfere salınan gazlar ve diğer parçacıklardır. Bu emisyonlar genellikle otomobillerden, enerji üretiminden ve endüstriyel süreçlerden kaynaklanır.

Sera gazları atmosfere salındığında, kızılötesi radyasyonu absorbe edebilirler. Sonuç olarak, bu süreç ısıyı Dünya atmosferinde hapsedecek ve tutacak, küresel ısınma olarak bilinen olaya neden olacaktır.  İşte bu artışı belirli bir derecede sınırlayabilmek için bütün dünyada çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalarda ilk adım GHG Protokolü ile atılmıştır.

GHG protokolü

GHG protokolü, Türkçe adıyla Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması ve Sera Gazı Etkisi Protokolü; sera gazı emisyonlarının izlenmesi, raporlanması ve azaltılmasına yönelik bir uluslararası anlaşma ve çerçeve belgedir. GHG Protokolü, 1997 yılında Kyoto’da kabul edildi ve 2005 yılında yürürlüğe girdi. Literatür taramalarında karşınıza Kyota Protokolü olarak da çıkabilir. Hatta Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın İklim Değişikliği Başkanlığı’na ait web sitesinde de bu şekilde geçiyor.

Sera gazı protokolü, bu kapsamları kurumsal muhasebe raporlama standardının bir parçası olarak, her tür kuruluş ve sektör için sera gazı emisyonlarının ölçülmesi ve yönetilmesi için küresel bir çerçeve sağlamak üzere oluşturmuştur. Bu üç kapsamdaki se gazlarının hesaplanması ve raporlanmasını amaçlar.

Şunu özellikle belirtmek isterim ki sera gazı emisyonları firmaların çevreye duyarlılığının bir göstergesi olduğundan sosyal uygunluk konuları ile de yakından ilgili.

Sera gazı ve bununla bağlantılı konu olan karbon ayak izi ile ilgili yazılarım devam edecek 🙂 

Sevgilerimle,

Leean Teacher

Sera Gazları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön